Sayfalarım

Bu Blogda Ara

31 Mayıs 2013 Cuma

iyi insan olamamamın sebebi , kötü düşünüp, iyi öğüt vermem olabilir.

Sanıyorum hiçbir dönemde sofiler, bilgeler bu kadar anılmamıştır.
Anlaşılmamıştır.

Facebook ta gezerken herkesin filozof olduğunu görüyorum.
Herkesin melek, herkesin okur yazar.
Oysa gazeteler savaş meydanı, her gün birinin kafası vücudundan kesilerek,
‘+18’’ başlıkları atılıyor.
Onların Facebook da hesapları yok mu ?

Oysa dünya face aleminde ne kadar da güzel
İnsan hayretle falanca ne güzel bir şey paylaşmış diye düşünürken
O falanca öyle düşünmüş zannediyor.
Oysa falanca geçen gün, bir araba yanlış solladı diye,
Ağzı dolu dolu küfür etmemiş miydi.
Ben daha mesneviyi bitiremedim. Kocaman heybetiyle durur evimde. Bundan 6 yıl önce
Eşim hediye etmişti. Çok uğraştım, çalıştım, çabaladım yok olmuyor. Heybemde onu anlayabilecek
Kelime haznemin olmayışından dert yanıyorum hep.
5 sayfa okuyorum derya, deniz. Sonrası kalıyor.
Şimdilerde ise elime dahi almıyorum.
Kendime de sinirleniyorum bu husus da.
Çünkü bende bu alemin içindeyim.
Bazen yazmadan önce düşünmem gerek, düşünmeliyiz.

Bu adamın dediği gibi bir insan mıyım ben ? Hayır değilim.
Bu filozofun hayata bakışını benimsiyor muyum ? Hayır.
Ağlıyorum zarıl zarıl biri höd dediğinde .
İnciniyorum.
Başkaları için yaşadığım da oluyor.
Bir ağacı, denizi ,bir çakıl taşını gördüğümde hayattan zevk almıyorum.
Basıp geçiyorum üstüne çoğu zaman. Bakmıyorum doğan güneşe.
Kim demiş , ne demiş diye soruyorum, dedikodunun üstünü cilalıyorum.
Hal böyle olunca.
Herkes Mevlevi olduğunda, ben şer-i hukuku mu araştırsam diyorum.
Herkesin paylaştığı köşe yazarının yazısını paylaşmak istemiyorum.
Tam zıt fikirlisi ne söylediyse onu yayınlamak arzusu oluyor içimde.

Öyle tam sinir bozucu bir şey oluveriyorum.




















27 Mayıs 2013 Pazartesi

Mevsimidir....

Anneler oğullarıyla hep araba oynamazlar,
Bazen oğullar,  anneleriyle barbunya pişirmece oynarlar :)
:)
Kabuklar poşete, nünüler sarıya.

Senin bir dakika durup düşünmeden yaptığın bu iş,
Onun dünyasında bir logaritmadır,
Yumuk elleriyle, itinayla ve şaşkınlıkla uğraşır.
Sevimsiz işlerimin hepsi bir oyuna dönüşür.
Hayat alçak sesli olur…
 

26 Mayıs 2013 Pazar

Çileğin mutlu olması için çikolataya ihtiyacı yoktur, çilek zaten mutludur...

Alt tarafı çileği yıkayıp güzel bir sunum yapacak,afiyetle yiyecektim.
Topraktan var olmuş, kırmızı olmuş, bir de benek kondurmuş derken girdim birden sayısız nimet denizine.
Gerçekten bir mutluluk gizi iliştirmiş olabilir misin çileğe ?

24 Mayıs 2013 Cuma

Sen doğdun, ben yazdım...

Sen yakında 2 yaşına basıyorsun,
bende sana yazmak için kendimle yarışıyorum.
1 yaşına basmadan yazdığım bu yazımı, eklemek istedim.
bu yıl daha güzelini yazmak istiyorum.
sana hep daha güzelini...

Evlat sevgisi nasıl anlatılır bilmiyorum. Tarifimce Allah a en yakın sevgi.


Canım oğlum yakında 1 yaşına gireceksin, gözümde ne güzel büyüyorsun bir bilsen.
Sana ilk yazdığım yazımda da belirtmiştim yüreğimin içine bıraktığın ateş hala kor gibi yanmakta.
Ne büyük mutluluktu seni doğurmak, ne asude bir huzur yaşadığım…
Seni çok seviyoruz. Sen küçücük dudaklarınla öksürdüğünde yüzümüzün aldığı şekli görsen,
ve anlamlandırsan bu sevgiyi anlardın. Anlayacaksın da elbet mutlak ve karşılıksız seni her zaman seveceğimizi.
Allah ım bana “oğlum” diyebilmeyi lütfetti. İnşallah bu mutluluğu hiçbir zaman benden almaz.
Benim doğduğum günün bir önemi kalmadı artık. Sen doğduğunda iyi ki doğmuş oldum ben.
Hiçbir kutlamanın önemi kalmadı . senin doğum günlerin, diş buğdayların, Mevlülerin , sünnetin dışında beklenen özel bir günümüz yok artık.
içinde senin olmadığın bir dileğimiz olmadığından, senden önce üflenmiş olan mumlarında kalmadı anlamı.
Biz artık hep birlikte kutlayacağız hayatı.
Bir haktan bahsedilecekse aramızda eğer, bu senin hakkını nasıl ödeyeceğimiz olduğudur.
kokunu içimize çekerken yaşadığımız mutluluk. doğarken yaşattığın şaşkınlık ve sevinç,
Şereflendirdiğin annelik ve babalık Unvanımız. Başımıza taktığın bu huzur tacı.

Nasıl ödeyeceğiz

Daha önce hiç yaşamadığımız bir mutluluğu avuçlarımıza bırakırken, bize yaptığın şeyi biliyor musun?
Şimdi yazıya dökmek daha kolay ve zahmetsiz gibi görünüyor.
Büyüdüğünde umarım hislerimi sana göstermekte yeterli kalabilirim.

Benim küçük sevgilim
Seni seviyorum hem de şuracığım acıyacak kadar çok.

Boğazımda bir ayva duygusu…




Takılacağını bile bile yersin
Takılır.
Aslında hepsi budur.
Hep bir yarı yolda kaldım duygusu.
Dönsem pişmanlık,
Devam etsem yol bitmez duygusu.

Bugün günlerin en güzeli, Cuma.

Bugün kendimi günün kutsallığına bırakmak istiyorum.
Cumaların güzel bir ritmi vardır, dinlemeyi bilirsen,
Bir Keder namesidir,
Bir hüzündür.

Ama hüznün en zarifidir.

Boğazımdaki aslında benim düğümümdür.
Lokmamı iyi çiğnememiş olabilirim.
Atalarımın söylediği gibi,
‘Büyük lokma yutmuş’ olabilirim.

Yazın ortasında kış meyvesidir ayva aslında.
Bir demliktir, neşeli kaynayan.
Mis gibi bir kokudur eve yayılan.

Huzurdur…
Ayva masumdur…

23 Mayıs 2013 Perşembe

Bayramım...

Genç ol, istiyorum
Fikirlerin genç olsun,
Kendine hep iyi gelesin.
Senden olmayanları sevdiğin bir dünyan olsun istiyorum.
Dünyanda senden de birileri olsun.
Müfredatın ötesinde kitapların olsun.
Bizim sevdiğimiz uğraşlarımız olmadı gençken,
Tribünlerde birileri mutlu olsun diye yürüdüğümüz bayramlarımız oldu.
Korkarak parmak kaldırdığımız derslerimiz oldu bizim.
İlk-orta-lise ve hatta üniversite hayatımız boyunca kimse hayallerimizi sormadı.
Zaten sistem bir süre sonra beynimizin  hayal kurma odacıklarını kilitledi.
Bizde kurmadık…

Sen meydanlara yürümek zorunda kalma.
Polislerden korkma.
Bu resimdeki gibi coşkuyla kutla her yaşta…
Bayramın kutlu olsun .

Asil im.


Benim kitabım SÜVEYDA



Herşeyin ilki keyifli ve ne lezzetlidir.

Süveyda;  hem itafı tarafıma olması hem de kadim dostumun

kaleminden çıkması sebebiyle BENİM KİTABIM dır.

Ne hoş,  Ne güzel bir keyiftir yaşadığım. Yaşattığın...

 

Yüreğimin

çamurdan putlarını yıkmaya

evvelimi

gözyaşımla yıkmaya

geldim

işte geldim!"

 

Berna USLU KAYA / SÜVEYDA


Hoşgeldin...



Doğarken döktüğün bir yaşla,

Ömrümüzün bin yıllık yaşlarını silen melek
Sıradan bir 24 Haziranı
Bize milad saydıran yürek!
Başımıza taktığın annelik ve babalık tacını
Birinci yaşının dönümü ile kutsuyor ruhumuz.
Dudağımızın kenarına astığın mutluluk
Ömrümüzün bereketidir artık.
Sevgilim,
Ömrümüze sefa geldin!