Sana göre bazı kıyafetler, bazı eşyalar, bazı sözler
basitti. Sevemezdin.
Her şeyi sevmek üzerine büyütülmemiştin.
Ben çok istedim küçük kasaba alışkanlıklarına sahip olmayı;
lastik terliklere, salçalı ekmeklere, havlu kenarlı geçen günlere, yer
minderlerine...
Sana da böyle yapılmıştı, hep kendisinden yana duyguların
adamı ol istenmişti.
Başka türlüsü de sevilebilir diye öğretilmeyince.
Türlü şeyler öğrenmiştin beklide.
Asıl söylenmek istenen şeyler hep içer de kaldı.
Duymak istemediklerin kulaklarında çınladı.
Oysa basiti değerlisi yoktu insanın. Belli bir görüşün
kullandığı eşyaları kullanmayan vardı.
Kullanmayanlar henüz kullanacak kadar vakti olmayanlardı
sadece.
Aynı sözlerle cümle kurmayan insanlar vardı.
Değer verdiği duyguya aynı ölçüde değer vermemek vardı. Başkası
ötesi detaydı.
Boğdular senide bütün detaylar denizinde.
İçini kuruttular.
Ama bilmezsin sen ne yorulduğunu ne kuruduğunu, hala ekip
biçersin.
Hiç mahsül vermeyecek bağlarını.
Yokluğunun kaç kişinin karanlığı olabileceğini bilmezsin
Sıradan sanırsın kendini.
Öylesine sanırsın.
Yara alırsın.
Güzel kadınım. Annem.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder